Çikolata yapmanın
en güzel kısmı sevdiklerinize çikolata yapmak bence. En sevdiğim şey ise hediye
çikolata kutularına ağzına kadar çikolata doldurmak :)
Neredeyse çoğu
arkadaşıma çikolata yapmış olmama rağmen, ev ahalisine pek çikolata kutusu
yapmadığımı fark ettim. Yani yapmak istemediğimden değil de zaman
bulamadığımdan ötürü aslında bu durum.
Anneciğimin doğum
günü yaklaşınca ve ben de evde olunca fırsat bu fırsat dedim ve çikolata
yapmaya başladım. Çikolataları hazırlarken o kimsenin en çok hangi çeşit
çikolata sevdiğini düşünmeye başlıyorum. Mesela ben daha çok karamelli şeyleri
severken annem canıım karamele ve bayıla bayıla yediğimiz karamelli cevizli ve
karamelli bademli çikolatalarıma burun kıvırıyordu. O yüzden çok istememe rağmen
karamelli çikolatayı listeden çıkarttım (yani listeden çıkarttım ama kendim
için biraz karamelli çikolata yapmışken ayıp omasın diye annemim kutusuna da
bir kaç tane koydum:)
Truffle yaparken de malum krema ve çikolata
karıştırılıyor. Annem, o çikolatayı da seviyor sevmesine ama yedikten sonra ‘
dümdüz çikolata istiyorum dümdüüüz, tamam bu da güzel ama yok mu bunun
kremasızıııı, kremasız kremasııız’ diye beni didikliyor :) En çok sevdiği ise
şu yazımda http://cikkolata.blogspot.com.tr/2015/03/rochers.html anlattığım fındıklı rocherlar. Bu nedenlerden
ötürü annemin çikolata kutusunu mümkün olduğunca kremasız ve karamelsiz
çikolatalarla döşemeye karar verdim.
1-Kutudaki çikolataların çoğu aynı çeşit aslında. Sadece
üstlerindeki süslemeleri farklı. Resimde gördüğünüz ve üzerlerinde fındık,
badem, ceviz ve kalp şekilleri olan çikolataları yapmak için bitter
çikolatamızı eritiyoruz ve şu yazıda anlattığım gibi http://cikkolata.blogspot.com.tr/2015/02/basmn-tatl-belas-cikolata-temperleme.html
temperliyoruz.
Bu arada kuruyemişlerimizi birbirlerinden ayrı olarak
fırında kavuruyoruz. Ben fındığı, bademi ve cevizi ayrı ayrı kavurdum. Tatlarının
ve kokularının birbirine geçmesini istemedim. Fıstıkları ise kavurmadım. Çok
tatlı bir yeşil renkleri vardı. Kavrulunca onlar gider düşüncesiyle fıstıkları
kendi hallerine bıraktım ama fıstıkların kabuklarını onları zedelemeden mümkün
olduğunca soymaya çalıştım. Kavururken dikkat etmelisiniz. Ben fırın 180
derecedeyken turbo ayarında kavuruyorum kuruyemişleri. 10-15 dakika içerisinde
kavruluyorlar. Başka işlerle uğraşırken aynı zamanda fındık kavurmaya
çalışmıştım bir keresinde, bir koca tepsi fındığı fırında birkaç dakika fazla unuttuğumdan
heder olmuştu caaanım fındıklar;((
Güzelce temperlediğimiz çikolatayı yağlı kağıt
serdiğimiz bir tepsinin üzerine tatlı kaşığını kullanarak döküyoruz. Bir tatlı
kaşığını tam olarak doldurmuyorum çikolatayla. Yarım tatlı kaşığından biraz
daha fazla miktarda bir çikolata oluyor. Yağlı kağıda çikolatayı yavaşça döküp yuvarlak
şekli veriyoruz. Resimde gördüğünüz gibi ortalama büyüklükte bir yuvarlak
olmalı. Ne çok büyük ne çok küçük.
Önemli
Not:
Çikolata düzgün olarak temperlenmişse yağlı kağıda döktükten sonra birkaç dakika
içinde donuyor. Bu yüzden önce bütün çikolataları dökeyim sonra üzerlerine
kuruyemişlerini yerleştireyim diye düşünmemelisiniz. Her bir çikolatayı
döktükten sonra hangi kuruyemişleri koyacaksanız hemen çikolatanın üzerine
güzelce oturtmalısınız. Yoksa çikolata hemen donar ve kuruyemişleri de üzerine
yerleştiremezsiniz. Kötü olur yani, hüsran olur ;)
2-Şu aşağıdaki resimde gördüğünüz
çikolata ise yukarıdaki aşamaların aynısını geçirdi. Sadece üzerlerinde
kuruyemişler yerine kalpten şekiller var. Bu kalpten şekilleri yapmak için de
beyaz çikolatamızı ufak parçalar halinde doğruyoruz ve benmari usulü eritiyoruz.
Yağlı kağıttan pastacı kalemi yapıyoruz. Külah
mantığıyla yapılıyor. Öncelikle kare olarak yağlı kağıdı kesiyoruz. Kareyi iki
tane üçgen olacak şekilde kesiyoruz. İşte bundan sonrasını anlatamıycam. Kendim
yapıyorum ama resimli bir anlatım olması gerekiyor bence. Yani şahsen ben de
çok zor öğrendim ayıptır söylemesi:) Bu nedenle internete “pastacı kalemi nasıl
yapılır” diye yazarsanız çok güzel resimli anlatımları karşınıza çıkar. Oradan
bakıp rahatlıkla yapabilirsiniz.
Şimdi pastacı kalemimizi yani aslında külahımız yaptık
ya, erittiğimiz beyaz çikolatayı bir kaşıkla içine döküyoruz ve pastacı
kaleminin arkasını iyice kapatıyoruz. Daha sonra ucunu makasla ufak bir şekilde
kesiyoruz. Yağlı kağıdın üzerine bir tatlı kaşığı yardımıyla döktüğümüz bitter
çikolatalarımızın üzerine kalp şekli veya istediğimiz herhangi bir şekli
çiziyoruz.
3- Klasik
fındıklı rocherlarımız vardı kutunun içerisinde. Şu yazımda http://cikkolata.blogspot.com.tr/2015/03/rochers.html
bahsettiğim gibi yaptım rochersları da ancak tek farkları içine üzüm de
ekledim. Ben fındığı ve üzümü beraber bitter çikolaya çok yakıştırıyorum. O
yüzden son zamanlarda sadece fındıklı rochers yapmak yerine içine kuru üzüm de
ekledim. Üzümü fındık kadar çok koymasam da fındığın miktarına yakın koyuyorum.
4- Yukarıdaki resimde alltaki yuvarlak metal kutunun sol tarafında görünen sadece bitter çikolatadan oluşan
kalplerimiz var. Bunları yapmayı hiç düşünmemiştim ama biraz temperlenmiş
bitter çikolatam artınca bir pastacı kalemi yaparak bitter çikolatayı içine
doldurdum ve yağlı kağıdın üzerine içi boş kalpler olarak sıktım. Görüntü
olarak çok güzel oldular kutunun içinde ve yemesi de çok zevkli:)
Çikolataları yaparken tabi ki annem gördü ancaak çok
önemli bir kısmını ondan saklamyı başardım. Kutunun en can alıcı noktası olan
isminin baş harfini yaptığım çikolayı, kalp şekilleri olan çikolataları ve yani
çeşidim gözbebeklerim kuruyemişli çikolataları saklamayı başardım :D Büyük
başarıydı yani. Dolap üstlerinde yatak altlarında annem görmesin diye ne
zorluklarla sakladım;( Annem iki gün evde “nerede çikolatalar?” “hepsini kendine mi yaptın?” “bana niye çikolata vermiyorsuuun?” diye diye
dolaşsa da pes etmedim.
İşteee mutlu son: Sonunda annemin evden gittiği bir
gün çikolataları kutuya yerleştirdim ve sürpriiiiiz diyerek kendisine verdim. Eh
bence mutlu oldu yani:D
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder